Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

bir yerden başka bir yere gitmek

  • 1 geçmek

    1. اجتاز [اِجْتازَ]
    2. اجتسر [اِجْتَسَرَ]
    3. جاز [جازَ]
    4. جسر [جَسَرَ]
    5. عبر [عَبَرَ]
    6. قطع [قَطَعَ]
    7. مر [مَرَّ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > geçmek

  • 2 akmak

    1. أهمع [أَهْمَعَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    2. انبجس [اِنْبَجَسَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    3. اندفع [اِنْدَفَعَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    4. انساب [اِنْسابَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    5. انسجم [اِنْسَجَمَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    6. انفجر [اِنْفَجَرَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    7. انهمر [اِنْهَمَرَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    8. بثق [بَثَقَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    9. ترقرق [تَرَقْرَقَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    10. تفجر [تَفَجَّرَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    11. تهطل [تَهَطَّلَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    12. ثج [ثَجَّ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    13. جرى [جَرَى]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    14. در [دَرَّ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    15. دفق [دَفَقَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    16. ساب [سابَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    17. ساح [ساحَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    18. سال [سالَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    19. سجم [سَجَمَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    20. سح [سَحَّ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    21. وزب [وَزَبَ]
    Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek

    Türkçe-Arapça Sözlük > akmak

См. также в других словарях:

  • yabana gitmek — 1) tanınmayan, bilinmeyen biriyle, bir yabancıyla evlendirilmek 2) bulunduğu yerden başka bir yere yaşamak için gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yolculuk etmek — bir yerden başka bir yere gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • inmek — den, er 1) Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek, çıkmak karşıtı 2) Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. P. Safa 3) Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • seyir — is., yri, Ar. seyr 1) Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş Hastalığın seyri. 2) Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi 3) den. Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi 4) Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yürüyüşe geçmek — 1) bir yerden başka bir yere gitmek için yürümeye başlamak Askerler yürüyüşe geçti. 2) bir yeri almak için o yöne doğru ilerlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İRTİHAL — Bir yerden başka yere göçmek, gitmek. Nakl i mekân etmek. * Ölmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akmak — den, ar 1) Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. S. F. Abasıyanık 2) Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek Üstünden sular akıyor. 3) Sıvı bir madde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»